16 Ekim 2011 Pazar

baldırı çıplak penguen


Uzun bir aranın ardından tekrar blog yazarlığı yapmak istedim ve bu yazıya başladım. Neyden bahsedeceğimi kestiremediğim bu yazıda düşünmeden yazıyorum. Sanki parmaklarım sınırsız güç kaynağına bağlanmış robotik zımbırtılar gibi. Son zamanlarda yaşadıklarıma anlam veremesem de hayatın anlamsızlığı içerisinde herkes gibi yaşamaya devam ediyorum...

5 senemi geçirdiğim bu şehirde yine buradayım. okulu uzatmış olmanın burukluğu var biraz tabi ama şartlar sonuçları oluşturur. bu zamana kadar yaşadığım domino etkisi olaylar zihinsel olarak evrim geçirmemi sağladı diyebilirim. anlamsızca konuşmaya devam ediyorum belkide. bu arada de ayrı. farkındayım ibneliğine bitişik yazdım.;

2 paragrafı geride bırakırken hala zihnimi tam anlamıyla boşaltamadığımı kestiriyorum. kafam o kadar karışık ki kendimi neye vermem gerektiğine bile karar veremiyorum. belki de uzunca bir süre yazı yazmayınca yazan yerlerim köreldi. ha tabi sabah 8 akşam 4 arası kampüste kafede çalışmanında etkileri olabilir tabi. neyse niye bu boş muhabbetleri anlatıyorum ki artık daha fazla uzatmadan olaya girmek istiyorum.

penguenlerden bahsetmek istiyorum sadece. sadece ayakta durabilmek için enerjilerinin %70 ini kullanıyorlar. ve bir çoğumuz hayatta penguenden ibaretiz. tıpkı üniversite hayatım boyunca baldırı çıplak bir penguen olduğum gibi.