27 Temmuz 2010 Salı

Gitme(k)

ardında birşeyleri bırakmaktır. kimi zaman bir şehri, kimi zaman üzerinden insanların geçtiği yolları, kimi zaman da bir daha asla toparlanamayacak kırık bir kalbi ardında bırakmaktır. ardında akılları kurcalayan soru işaretleri bırakmaktır. bir ceza şekli midir yoksa yerinde yapılan bir eylem midir bunu henüz anlayamadım. yoksa gerçeklerle yüzleşmekten korkmak mıdır bu yapılan? zaten gitmelere anlam verebilen olmuş mudur ki bu dünyada?

git…

yolları, şehirleri, tuz buz kalbimi, tozlu raf ürünü anıları, kemirgen soru işaretlerini bana bırak da git.

şimdi git…

ardına bakmadan; senden sonra olası yürek depremlerini, enkaz altı ezikliğimi, yaraya düşen kurt misali akla gelen soruları düşünmeden git. gitmek iyi gelecektir belki ikimize de. beni bırak ve terk et karanlıklar içine, bir daha gülmesin yüzüm, bir daha mutluluğu salgılamasın hormon bezlerim. içimden silinsin varlığın, yokluğun heryanımı sarsın. seni hatırlatan ne varsa yok olsun da öyle git.

git…

ama yanında beni götürme. aklında kalmasın benliğim, sterilize edilmiş neşter gibi olsun yüreğin. beni tüm hücrelerinden söküp de öyle git.

çek git…

benden öte neresi varsa oraya git. benden öte kim varsa ona git. mutluluğa muhtaç yüreğini kim dolduracaksa onun yanına. bende bulamadığını başka yüreklerde bulmaya git…

git ama…

dikkat et uğradığın yerlere. ne seni ne beni üzecek şeyler gelmesin başına. güvenme herkesin sözüne, bilirim dağlarda açan el değmemiş kardelen gibidir yüreğin. kandırırlar seni. üzerler, incitirler, anlamazlar, ağlatırlar, usandırırlar hayattan….

bilirim ademoğlunun hoyratlığını, vurdumduymaz hayat adımlarını, sorumsuz ve sorgusuz can acıtışlarını. bilirim insanı ne kadar zora sokacağını, kurtulmak istedikçe bataklığa bıraktıklarını. bilirim ne kadar nankör olduklarını, ne kadar bencil ve benci olduklarını.

başkalarının hayatları onlar için bakkallarda 5 kuruşu cikletle takas etmek gibidir. değerini anlamadan harcarlar bilinçsizce. ki sen de beni cikletle takas etmiş kadar oldun; gitmeden önce bu sözlerimi iyice bir düşün de öyle git.

git…

ama yine bana ilk gün ki saflığınla geri gel. geçtiğin yollarda ardında bıraktığın şehirlerde yüzüne bir allık sürecek bir şey gelmesin başına. başın dik olsun, giderken nasıl gururluysa, nasıl gururunun esiri olmuşsan gelirken de onurun boyun eğmezliği ama gururunun ezikliğiyle gel huzuruma…

git ama…

sen yine de

GİTME



Zihin Kusturmaca Çeptır Tu


Dolan belleğimi biraz boşaltmam gerekti. Yeni öğrenmem gereken şeylere biraz yer lazım da , harddisk biraz eski model olduğundan çabuk doluyor yavşak. Zihin kusturmaca bir nevi terapidir. Size de tavsiye edilir.

İşte başlıyoruz...

Hatırlıyorum da , Otogar da zırıl zırıl ağlamıştım hani. Helal olsun sana be , nasıl da becerdin beni öyle yüzsüz yapmayı da ağlattın onca insanın içinde. Neyse sadece beynimde yer kaplayan seni biraz daha boşaltmak istedim. Adını fazla anıp kendimi kahrettiğimi sanıyorsan yanılıyorsun söyleyeyim. Ben sadece utanıyorum o kadar insanın içinde yaptığımdan ötürü. Tamam seninle ilgili anı anca 5 satır olur zaten. Hadi kaybol hadii..

Hatırlıyorum da, ben çok salaklık yaptım aşk adına. Üstteki şahıs adına veya başkaları adına. Aşk insanı bu kadar aptallaştıran bir şeyse insan nasıl bunu bile bile kendini kaptırabiliyor aşka anlayamıyorum..

Ulan niyeyse aşk meşk melankoli kokan cümleler yazmaya başladım iyice. Sikerler yazmıyorum bu kadar yeter...