18 Haziran 2010 Cuma

Naruto 15 Kişiye Saldırdım

Şubat ayında hazırladığım bu amv takıldığım forumda gençlerin hayli bi hoşuna gitmişti. Şimdi sizlerlede paylaşıyorum efendim. Buyrun izleyin.

17 Haziran 2010 Perşembe

Vuvuzela vs Zurna


Malumunuz dünya kupası başladı ama izlemek istememe karşın vuvuzela olarak isimlendirilen saçma aletin çıkardığı sesten dolayı izleyemiyorum. Hayır anlamadığım şey o saçma aleti üfleyince ne oluyor. 130 db lik bir ses açığa çıkıyor ki hiç bir anlam ifade etmeyen vızıltıdan ibaret. Güney afrika'nın müzik aletiymiş. Peeh , ne müziği lan? ossuruğun bile bi tonu şeyi var bu vuvuzela saçmalığının yanında.

Şimdi dünya kupası Türkiyede yapılsaydı bütün dünyadan gelenler Zurna mı çalacaktı sanıyorsunuz? ee ozaman bu mallar ne sikime vuvuzela çalıyor lan? Hadi güney afrikalıları anladım , kendi maçlarında çalsınlar. Arjantinliler meksikalılar fransızlar almanlar ne sikime çalıyor amuaa goim. Zurnamızın kadri kıymetini birkez daha anladım. Kırkpınar güreşlerinde güreşlerde çalıyorlar ne güzel ohh miss. Sporun içine müzik katılabilirmiş diyebiliyor insan ama vuvuzela nedir aga? Tez vuvuzelaların hepsi toplana ve bir daha üflenmemek üzere yakıla.. diye ferman çıksa karşı çıkmam lan. Mantıklı olur.

Zurnacı dayımı daha bi çok sevdim şimdi. Çalsın davullar zurnalar ahooy ahoyyy lilililililililililililililiililii

tello gider yan gider tello
açma yaram kan gider tello

Bu Dağı Aşam Dedim Tello
Yare Ulaşam Dedim Tello
Bir Hayırsız Yüzünden Tello
Gelene Paşam Dedim Tello

Tello Gider Yan Gider Tello
Açma Yaram Kan Gider Tello

Enterisi Vişneden Tello
Şimdi Gelir Çeşmeden Tello
Alacaksan Al Beni Tello
Yataklara Düşmeden Tello

Tello Gider Yan Gider Tello
Açma Yaram Kan Gider Tello

Bu Dağı Aşam Dedim Tello
Yare Ulaşam Dedim Tello
Bir Hayırsız Yüzünden Tello
Gelene Paşam Dedim Tello

Tello Gider Yan Gider Tello
Açma Yaram Kan Gider Tello

15 Haziran 2010 Salı

Şerh edemem kimseye

Bülent ortaçgil'den "Kimseye anlatmadım" şarkısını dinlemek üzere grooveshark'ı açmıştım. Kimseye yazıp aramaya basınca bulamadığım şarkının hüznü ile ne yapsam ne yapsam diye bakındım. Sonra arama sonuçlarına göz atmaya başladım ve işte gecenin geç kalmış keşfini gerçekleştirmiş bulundum. Sanat Güneş'i olarak bildiğimiz o muazzam ses Zeki Müren'in "Hal-i dilimi şerh edemem kimseye" isimli parçasını dinleyiverdim. Eeeh şerh kelimesinin anlamını bilmesemde tahmin edebiliyordum ama tam anlamını öğrenmek üzere ekşi sözlüğe girdim. Açıklama yorumlama anlamlarına geliyor*muş bunu öğrendim. Bu güzide parçayı sizlerle paylaşmak isterim efenim. Dinlerseniz pek mesut bahtiyar olurum.


13 Haziran 2010 Pazar

Çelişki



Facebookta yazdığım iletilerden toparladığım ufak bir yazı. Arka plana eklediğim beat ile seslendirmiştim.
Çalan beat Rapozof'a aittir.

Zehr-i Sabah


Kendimi zehirlemeye devam ediyorum. Güneş bulunduğum mevkiyi çoktan aydınlattı bile. İnsanlar yeni bir güne uyanırken ben hala ayaktayım, tabi lafın gelişi. Uykusuz bir gecenin daha ardından kendimi düşüncelerimle odamda başbaşa kalmış bir vaziyette buldum.Aslında biraz geriye sarmak istiyorum kaseti , gecenin başına...

Sıradan bir geceydi. Moralim ne tavan ne de tabandı. Sonra canım bir şeylere sıkılmaya başladı, kendimi tamamen aptal gibi hissediyordum. Susmuklarım canımı sıkmaya başlamıştı. Söyleyip söylememe arasında gitgellerdeydi zihnim. Ben yine susmuklarımı yuttum aga. Cesaretsizliğimin gölgesi altında ezilmeye mahkum bir bireyden ibaretim. Bir şeyi söylemeden önce 2 kere düşünen beyin loblarım sağolsun. Korkaklığımın verdiği güvenceyle susmukların o dayanılmaz kahredici tadıyla bir geceyi daha zehir etmiştim kendime.

Ha unutmadan!

Bu gece ilk defa yalan söyledim sana karşı. Anlamış olabileceğini tahmin ediyorum. Anlayışla karşılarsın umarım. Çünkü ben seni öyle tanıyorum.

Kendimi avundurabileceğim tek şey,
şu an bulunduğum konum itibariyle karşı tepenin tamamen kaybolmuş durumda olması. Sislerin içinde kaybolan koca bir mahalle. Odanın içide karşı mahalleden pek farklı sayılmaz esasında. Küllükten havalanan dumanlar ekranın önünde süzülürken kendimi gizemli bir sisin içinde hissediyorum. Paralel evrende geçen 4 dakikayı telafi edebileceğim bir geçit arıyorum. Koordinatları sana yakın olan bir yer olmasını umduğum bir geçit. Sanırım bulamadan sisin içinde tamamen kaybolacağım.

Son bir söz daha sana
Ben bu aralar paralel evreni kafaya çok 'Takyon'...

Sustuklarımı Kusuyorum : 'Susmuklarım'


İçimden geçenlere verdiğim isim bu.. evet bu ; Susmuk.
Ne kadar uyduruk bir isim değil mi? Senin bilmeyipte benim içimde biriktirdiklerim. Susmuklarımı saçacağım ama isyanı sana değil kendime. Kendime kızıyorum susmalarımdan ötürü. Zira tek zararı yine bana ol'du/muştur/uyor/acak...

2 Haziran 2010 Çarşamba

Zihin Kusturmaca-Çeptır Van



Aaah hatırlıyorum da; 5 dakika geç kaldım diye neredeyse ağzıma sıçmıştın.Çok geçmeden attığın yalana sığınıp yanıma sokulmuştun hani. O gün ben isteyerek geç kaldım evet. Çünkü seninle zaman geçirmek istemiyordum.5 dakika daha özgür nefes almanın tadını çıkarmalıydım tıpkı sabah çalan alarmı 5 dakika erteledikten sonra yatılan uykunun verdiği haz gibi.Salya sümük başlattığın ilişkinin temelleri pek sağlam değildi anlayacağın. Kaçamak cevaplarım uzaklara dalan gözlerim vardı. Şimdi zar zor hatırlıyorum sesini. Çokta lazım değil esasında. Attığın kazıkları, yediğim golleri de unuttum sanma. Biz çirkefleşmediysek tamamen , kötü bir söz söylemediysek eğer ardından,Hakkettiğin küfürleri içimizde infilak ettirmişsek; adamlığımızın 'fairplay'inden.

hatırlıyorum da; Ölümle yüzleştiğim günlerde, ne kadar yalnız olduğumu anladım. Bir kaç dost dışında gerisi koca bir 'Yılan'dı. Tenzih edilmesi gereken başkaları da vardır belki benim bilmediğim ama öbür ibneler... 15 gün görmediğin arkadaşın, 8 vizeye girememiş bilmem ne , biri de sormaz ki " aga bu çocuk nerde? Öldü mü kaldı mı noldu?".Ağır olacak ama siklemediğiniz ben sizi ne kadar 'sikler'gözüksemde o zamanlar artık şimdilerde sizden 2 misli daha fazla siklemiyorum sizi ve kendimi.Öyle bir bohem hayat ki artık benim ki. Kusura bakmayın ama dünya sikimde değil.

hatırlıyorum da; Bi ara mcgayver vardı. Mal gibi izlerdik lan, Trt-1'de . çok küçüktüm ama hatırlıyorum pezoyu. Ulan sakızdan nasıl bomba yapar insan. 3 tonluk kapıyı iğneyle nasıl açar lan bir insan. Ajan pardon. Afedersin ama bsg Mcgayver. Bütün Teknolojik gelişmeleri Bond'a versinler yine götü zora düşsün. Sanada hiç bi sik vermedikleri halde sen kendin bişeyler geliştir. Öyle değilmiydi lan? Neyse ya. Öyle bi dünya yok aslanım. Bırak bu işleri , bir insan hem ekşının içinde olup hemde icat yapamaz. başının üstünden roket geçerken jelatin, ataç, karbon kağıdından über sonik ultra anfakeybıl bişey icat edemez ameke.

Hatırlıyorum da; Bi dolu ateri kasetim vardı. Noldu lan onlar? çok değil 15 16 sene öncesiydi. 15 sene içerisinde tamam kaybedersin kırılır bişey olurda hepsi birden nasıl ortadan kayboldu lan!!! Bari bir iki tane kalsaydı. Hayır biraz daha saklama imkanım olsaydı ileride gençlere hava atardım " yaa bizim zamanımızda mikro junyus vardı 8 bit ateri. Öyle ne Pileysıteyşın 20 felan. Ozamanlar oyunlar daha masumdu daha eğlenceliydi. Şimdi oyun diye 10D yi kullanıyorsunuz. Geçen sitrit faytir XxX de dayak yemişsin bak gözünün moru hala geçmedi.Peeeh peeehheeyy..."

Hatırlıyorum da; kızlar beni severdi lan eskiden.Popülerdik gençken. Dibimde 3 kızdan aşağı olmazdı. Şimdi nere düştük arkadaş. Dibimde 3 erkekden azı olmuyor.

Hatırlıyorum da; Solo-test vardı bee. Abim beni fıtık ederdi, ezberlemişti uyanık hep 1 tane bırakırdı göbekte. Havasından geçilmezdi. Geçen gün komşuda gördüm güzel nostalji oldu. Aradan yıllar geçmesine rağmen 3 pıtırcık bıraktım. Zeki çıktım herhalde hatırlayamadım şimdi şeysini.

Hatırlıyorum da; Balkondan sapanla yoldan geçen kel bir amcaya taş atmıştım. Taş tam 12 den vurmuştu ama amca bizi vuramamıştı. Balkon duvarından kısa olduğum için şanslıydım. Dirseklerimden güç alarak yaptığım atraksyondan sonra yara almadan sadece küfür yiyerek içeriye girmiştim. Amca eğer bu yazıyı okursan, Çok üzgünüm ne olur affet beni.

Hatırlıyorum da;
-Evet hatırlasan iyi olacak
Sende kimsin?
-Ben senin sınav programınım. Yarın sınavın olduğunu unuttun mu ?
Hassktr bak bi onu unutmuşum işte.Sağol bu arada hatırlattığın için.

1 Haziran 2010 Salı

Sınırlara Takılmak



Kısıtlı bir ömre sahip olan bir birey olarak ömrümü tükettiğim dünyayı özgürce gezme hakkım devletlerin çektiği sınırlar, antlaşmalar, pasaport ve vize gibi saçma kurallar yüzünden kısıtlandırılmış.Ben yaşadığım dünyayı özgürce gezmek istiyorum.Eskiden çelebilerin, gezginlerin yaptığı gibi. Ama ne gezeeeer, artık oturduğun semtten başka bir semte gitmek için bile ter, ossuruk, ayak kokan minibüslere ve otobüslere binmek zorundasınız, zorundayız, zorundayım.

Ha diyeceksiniz ki!
-Nereye gitmek istiyorsun birader?

Abi işte burdan böyle yola çıkayım sıra sıra hangi ülke varsa geze geze bi dünyayı gezeyim göreyim. 5 10 senem de böyle geçsin napayım?

-Tamam git X konsolosluğuna vize başvurusu yap. Pasaportun var mı?

Pasaport? Hangi birine vize alayım abi? 140 küsür ülke var! hem sormazlar mı adama ulan sen niye bütün ülkeleri geziyorsun ha?

-Yok lan sormazlar. Parayı veren düdüğü çalar!

Parayı veren? Peki tamam ozaman. Eee madem köprü haramilerinin eline düştük kesemizden bir kaç altın vericez.

-Şizofrenmisin manyakmısın ne boksun olm ne haramisi ne köprüsü

Abi ne farkı varki? Bu dünyada bende yaşıyorum benim X ülkesini görmem için neden birşeyler ödemem gerekiyor? Orayı görebilmem için illa orda mı doğmalıydım. Ama nerede doğacağımı hangi milletten olacağımı ben seçmedim ki.

-Tamam lan felsefe yapma. Düzen bu işine gelirse.

Yav gelmiyor işte anlatamadım heralde. Kristof kolomb amerika'yı keşfetti diye ondan başkası keşfedemeyecek mi? Keşfetmesi için para mı ödemesi gerekiyor? Patentini mi aldı pezevenkler. Ben de keşfetmek istiyorum. Onların anlattıklarını değil kendi göreceğim gerçekleri kabul etmek istiyorum.

-Lan psikolojik deli. Keşfedecekmiş, sen şimdi üniversite okuyorsun XX bilim adamının bulduğu teoremi görüp öğrendikten sonra çıkıp dur lan bide ben bunu deneyim 0'dan keşfedeyim diyormusun. Aptal saptal konuşma lütfen. Yoksa kalbini kırarım. İncitirim yani.

Niye insanlar bu dünyayı bu kadar çok sahipleniyor.Niye maddeler insanlara ait olmalı? Şimdi benden 100 sene önce yaşamış birinin düşünüp bulduğu şeyi ben, kendim 0'dan bulamazmıyım. Hadi buldum diyelim bu şeyi niye o kişiye has birşey olduğunu söyleyip taşşak geçmek isterler ki insanlar. Ondaki beyin de bizdeki patlıcan mı? 100 sene önce yaşamış olması benden daha çok tanınmış olması benim düşüncelerimi, icatlarımı, teorilerimi kolpa mı yapar? Bu ne yaman çelişki lan? Bak nerden nereye getirdin muhabbeti. Ne diyordum haa doğru. Dünya turu. Şimdi ben dünya turu için vize almaya çalışsam, Ömrümün 30 senesini yemeden içmeden çalışarak geçirsem dünya turunu tadını çıkarabilecek şekilde gereken parayı anca toplarım. Hayır niye bunu yapmak zorundayım ki? Bazıları gibi doğuştan şanslı olmadığım içinmi? Paraları var diye onların hakkı varda bizim niye yok. Al işte daha bilmem bi kaç sene önce x milyarderi ilk Uzay turisti olarak uzaya çıktı astronotlarla. Ee ben şimdi uzayı merak ediyorsam milyar dolarlara mı sahip olmam lazım. Ona bu hakkı sağlayan paranın ben taaa..

-Tamam lan tamam sakin. küfür etme.

Neyse abi lafımı bitireyim bırakta.Para ortadan kalkmadıkça insanlar özgürleşemeyecek. Neyse abi ben japonca kursuna gidiyorum , bi ara yine sohbet edelim.

-Japonca kursu ne ayak lan?
Japonyaya gideyim diyorum , bi ara da ispanyaya geçerim artık.

-Hassiktir git lan ordan deli manyak.

Oldu ozaman abi görüşürüz hadi kendine iyi bak :)