15 Ağustos 2010 Pazar

Kritik Anların Olağan Sıradanlığı : KAOS

İsyan bayrağını çekmiş bir korsan gemisi gibi bazen yaşam.Kritik anlardan geçerken durup düşününce oysa her şeyin ne kadar kadar da olağan olduğunu fark ediverir insanoğlu.Yaptığı seçimlerin onu hangi an'a getirdiği ya da örümcek ağında ki bağlantılarının kendi istemsizliği dışında sürüklediği nokta da diyebiliriz. Seçimlerimiz ve seçtirdikleri kararların yarattığı an'ı yaşıyoruz. Ruhsal durumumuz aslında bizim "o an" içindeki karar bütünlüğümüzden ibaret. Ruhumuz zamanın ta kendisi.

Hani deriz ya bazen zaman hiç geçmiyor sanki. Oysa dünya kendi ekseni etrafında dönmeye devam ediyordur mütamadiyen. O zaman şöyle bir düşününce iki tür zaman olduğunu kavrıyor insan:
1-Bizim dışımızda geçen ortak zaman paydası
2-içsel zaman kavramı.

dışımızda geçen zaman öyle geçip gider istesende müdahale edemezsin. Durdurman, kırman, bükmen, içinde yolculuk yapman mümkün değildir hani. Ama içsel zaman öyle değildir.
Durdurursun, kırarsın, bükersin, içinde yolculuk bile yaparsın hatta. Mutluysan huzurlu ve çabuk geçer. Üzgünsen dakikalar saatlere dönüşürken durağanlaşır zaman kavramı. O gün bitmek bilmez.

Mevzu zaman da değil esasında mevzu Kritik anların olağan sıradanlığı. O anlarda farketmeniz gereken şudur;
Asla yaşadıklarından ötürü pişman olma. Her seçimi kendin yaptın. Belki bazı seçimleri yapmaya zorlandın. Ama her an senin için var. Geçirdiğin her saniye kendi ömründen geçip gidiyor. Ölümün şüphesiz bir gerçek olduğu ortada. Her geçen saniye ile ölüme yaklaşırken niye zamanını hayıflanarak üzülerek geçiresin ki?

Şimdi kalk ve toparlan. Zorlukların üstesinden gelme zamanı. Olması gerekenler oluyor ve hayat koca bir kaostan ibaret. düzene sokmak için elinden gelenin en iyisini yap. Ne kadar zor durumda olursan ol her zaman bir başka yol vardır.

Kritik anların olağan sıradanlığına hoş geldin. Hayatı güzel yaşa...