14 Kasım 2010 Pazar

Senin İçin...

Bir orman kuytuluğunun kıskandıran yeşili
Ve uçsuz bir deniz maviliğinde gözlerin var
Hüzünbaz..
Mutluluğa hasret bir yürek,
Her duyduğumda içimi burkan sesin
Öyle neşeli, öyle mahsun, öyle samimi...
Ferman verir;
"Yalandan geçen fikir haramilerinin yolunu kesin ! "
Dürüstlük çeşmelerinden kana kana su içer yüreğim
Her kelime, her cümle, her özne, her nesne
Her ne ise öyle sade çıkıverir dilimden
Bazen sevdiğimiz bir filmin repliği
Bazen çok şey anlatan suskunluk

Suskunluk!
Bak yine sustuk işte.
Ama olsun,
Bazen daha iyi anlayabilmek için susup düşünmek gerek
Susarak işitmek..
Susarak söylemek..
Sakın duymadığını söyleme!
Duyduğunu duyduğum şeyi duymadığını
Kilometrelere inat
Kırılan ruhunun can kırıklıklarının çıkardığı tangırtıları işitirim...

Maksadım seni ağlatmak değil
Maksadımı aşan sırıklı kaderin kırdığı dünya rekoru..
Sırıklı kader, sen ne ironiksin!
Hem içinde "gül" derirsin
Hem üzersin
Sırıklı kader, sen hiç gül'dürmez misin bu "gülü" ?
Gül, goncaya nazaran daha güzel kokan..
Goncaya nazar,
Maşukudur bülbül
Ama sen yine de
Sırıklı kadere inat
Gül!

Ben seni " senin için" dinlerim...